Yeni tarifeler, ithal ürünlere yönelik yüksek vergiler getirerek, özellikle düşük gelirli haneleri zor durumda bırakıyor. Örneğin, Çin'den gelen ürünlere uygulanan toplam tarifeler %70'i bulurken, Vietnam ve Sri Lanka gibi ülkelerden gelen ürünlere %40'ın üzerinde tarifeler uygulanıyor. Bu durum, temel tüketim mallarının fiyatlarını artırarak, düşük gelirli ailelerin bütçelerini daha fazla zorlayabilir.
Ayrıca, Trump'ın tarifeleri, ABD'nin ticaret ortaklarıyla ilişkilerini de etkiliyor. Örneğin, Kanada ve Meksika gibi ülkelerle yapılan ticaret anlaşmaları yeniden müzakere edilirken, Avrupa Birliği'ne yönelik tarifeler %25'e kadar çıkabilir. Bu durum, uluslararası ticaret zincirlerinde aksamalara ve maliyet artışlarına yol açabilir.
Ekonomistler, bu politikaların uzun vadede ABD'deki üretimi artırmayı hedeflediğini, ancak kısa vadede tüketici fiyatlarını yükselterek enflasyonu tetikleyebileceğini belirtiyor. Öte yandan, bu politikalar, ABD'deki bazı sektörlerde istihdam artışına yol açabilir, ancak genel ekonomik büyüme üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir4.
Bu politikaların etkileri oldukça tartışmalı ve uzun vadeli sonuçları henüz tam olarak öngörülemiyor. Ancak, hem tüketiciler hem de işletmeler için maliyetlerin artması bekleniyor.